4 Ağustos 2015 Salı

Yabancıların Mülk Edinmesi - Arzu Kök

Yabancıların Mülk Edinmesi

Son günlerde haberlerde sürekli yabancıların edindikleri mülklerin çetelesi tutuluyor. Zira Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verilerine göre, Mütekabiliyet Yasası'nın çıkmasının ardından yabancıların Türkiye'den gayrimenkul alımında büyük artış yaşandı. 

Yabancılara toprak satışının kolaylaştırılmasını isteyen Avrupa Birliği ülkelerinde ise tamamen farklı bir uygulama vardır. Bu ülkelerde, birlik üyesi olmayan ülkenin vatandaşına mülk satılmamaktadır. Fransa’da yabancıya taşınmaz satışı konusunda vergiler artırılarak caydırıcı olunmaya çalışılmaktadır. İsrailliler, Türkiye’den büyük miktarlarda arazi alırken kendi ülkelerinde İsrail topraklarının yüzde 80,4’ü devletin, yüzde 13,1’i Yahudi Ulusal Fonu’nun, yüzde 6,5’i ise Arap ve İsrailliler’indir. İsrailliler, devletlerini Araplar’dan satın aldıkları topraklarla kurdukları için yabancılara toprak satışını kesinlikle yasaklamışlardır.

Yabancılara toprak satışı ile ilgili düzenlemeler, Dünya Bankası Borç Antlaşmaları, IMF Niyet Mektupları ve Avrupa Birliği Katılım Ortaklığı Belgelerinde borç karşılığı gösterilen ön koşullar olarak önümüze çıkmaktadır. Yabancılara toprak satışı, salt mülkiyet sorunu Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu, Endüstri Bölgeleri Kanunu, Turizmi Teşvik Kanunu, Özelleştirme Kanunu, Petrol Kanunu, Maden Kanunu, Orman, Hazine ve 2B arazilerindeki düzenlemelerle birlikte değerlendirilmelidir.

Neo-liberalizmin hayata geçirilmesinde sürece bütünsellik içerisinde bakıldığında; ülkemizde yaşanan, stratejik öneme sahip devasa kurumların (Petkim, Tüpraş, Seydişehir Aluminyum, Tekel, Telekom), madenlerin, limanların, elektrik ve suyun özelleştirilmesi ile birlikte enerjiden haberleşmeye, tarımdan sanayiye kadar tüm alanlarda yapısal değişiklik sürecinde, bu alanlardan devletin çekilmesi mülkiyet kavramını ve özelinde toprağın satışını da öne çıkarmaktadır.

Yabancılara toprak satışı emperyalizmin Doğu’ya yönelttiği beş silahtan biridir. Bu silah 19. yüzyılda Osmanlı’ya karşı da kullanılmıştır. O zamanın büyük devletleri serbest ticaret antlaşmalarının, dış borçlandırmaların ardından, maliyesi bozuk Osmanlıdan para verme karşılığında birçok ödün almıştır. Bunlardan biri de yabancıya toprak satışıdır. Bugün de aynı durumla karşı karşıyayız.  Zira bugün de Avrupa birliği, uyum yasaları çerçevesinde A.K.P. hükümetine yabancıya toprak sattırmayı dayatmış, bunda başarılı olmuştur. Böylece Lord Curzon, Lozan’da cebine koyduklarından birini daha çıkarıp önümüze itmiştir.  

 Bu konular gündemde olunca acaba Osmanlı’da durum nasıldı diye düşünmeden edemedim. Tam da bu zamanda elime Murat Alandağlı imzalı, Helke Yayıncılıktan çıkan “Süreç ve Sonuçlarıyla Osmanlı İmparatorluğu’nda Yabancıların Mülk Edinmeleri (1830-1914)” isimli kitap geçti. Kitap yeni basılmış. Bu kitap için Devlet Arşivleri incelenmiş, çeviriler yapılmış, ciddi bir şekilde uğraşılıp yazılmış. “Yabancılar neden mülk edinir? Bunun yasal süreçleri nasıl kabul ettirilir? Mülk satışı tavan yapan ülkelerin durumu nedir? Onları neler bekliyor?” gibi sorulara cevap bulabilecemiz bir kitap olmuş. Bu başarılı çalışmasından ve ortaya koyduğu bu eser dolayısıyla Murat Alandağlı’ya sonsuz teşekkürler. Zamanlaması da mükemmel bir kitap. Açıkçası ben çok faydalandım ve okunmasını öneririm. 
   
Türkiye, tıpkı 19. yüzyılın hasta adamı ilan edilen Osmanlı İmparatorluğunun son günlerinde olduğu gibi, bugün de postu üzerinde paylaşım hesapları yapılan bir ülke haline getirilmiştir. Eğer Türkiye’de Türkler her bakımdan güçlü, örgütlü, bilinçli ve donanımlı olsalardı, yabancılara toprak satışından gocunmamız için hiçbir sebep olmazdı. Diyebilirdik ki, biz Türkler de gider, sözgelimi Batı Trakya’da, Bayır-Bucak’ta, Kuzey Irak’ta veya Türkler için millî ve tarihî değeri olan bir başka yabancı ülkede bunun kat kat fazlası toprak alırız. Türk Devleti de bu durumu millî siyaset ve millî hedefler bakımından değerlendirir ve belki de -el altından destekleyip- yönlendirirdi. Bugün ortada ne böyle bir devlet ve ne de bir millet var. Türkiye Türkleri, bırakın yabancıların sömürüsünü -ki buna artık alışmış ve alıştırılmıştır- dahası içimizdeki “yerli-yabancılar” tarafından da alabildiğine sömürülmektedir. Türkiye yalnızca bu ülkede yaşayan Türklerin sömürüldüğü bir iç sömürgedir. Buna daha nereye kadar izin verilecek? Doğrusu merak içindeyiz. 

                                                                                                                                 Arzu Kök

Not: Süreç ve Sonuçlarıyla Osmanlı İmparatorluğu’nda Yabancıların Mülk Edinmeleri (1830-1914) isimli Murat Alandağlı imzalı kitap yeni basıldığı ve Helke Yayıncılık yeni bir yayıncı kuruluş olduğundan henüz dağıtımı yapılmamıştır. Edinmek isteyenler için iletişim adresini vermek isterim.
Helke Yayıncılık
Sakarya Cad. Bayındır sok. No:20 Kat 3-4
Kızılay-ANKARA
Tel: (0312) 430 25 45


3 yorum:

  1. www.gercektercume.net
    TURKIYE+KIBRIS+AVRUPA da yatirim danismaniniz
    Ins.muh(ODTU)- bankaci(UK) ve noter yeminli tercuman
    05552198946

    YanıtlaSil
  2. Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim. Bu ne İsrail kompleksidir ki, Bakanlar Kurulunun 03.05.2012'de çıkardığı yasayla 183 ülke vatandaşı Türkiye'de taşınmaz sahibi olma hakkına sahipken, mütekabiliyet anlaşması imzaladığı ülkelerden olan İsrail örnek veriliyor ve sanki vatandaşları en çok toprak almış gibi gösteriliyor?
    Oysa gerçek şöyle:
    Listede 113.411 yabancının mülk sahip olduğu listede İsrailli sayısı sadece 71. Yabancıların sahip olduğu taşınmaz adedi de 117.383 adet imiş. Bunların içinde İsraillilerin sahip olduğu taşınmaz adedi de sadece 96.
    http://www.ensonhaber.com/hangi-ulkenin-turkiyede-ne-kadar-tasinmazi-var-2012-05-06.html


    Bu rakkamlar 2012'ye ait. Mutlaka bugün daha fazladır. Bu arada en küçük taşınmaz sahibi İsraillilerden daha az veya çok taşınmaz sahibi yabancılar gösterilmemiş. Örneğin, Ruslar 2013'de en çok taşınmaz alan yabancılarmış. http://www.milliyet.com.tr/turkiye-den-en-cok-gayrimenkulu/ekonomi/detay/1803891/default.htm
    Diğer bir örnek, Hatay'ın yarısından fazlası yabancılarındır. Çoğu da 1938'de Hatay, T.C. Devleti'ne ilhak edildikten sonra Suriye'de kalan yabancılardır.

    Bu konuda geniş bilgi sahibi olmak isteyenlere link:
    http://www.ongoren.av.tr/en-son-yasal-degisiklikler-isiginda-turkiyede-yabancilarin-gayrimenkul-edinmesi/

    Peki Türklerin salt AB-D'de sahip olduğu taşınmazlar ne kadar araştıran olmuş mu? Bugüne kadar tahmini de olsa hiç rastlamadım. Nedeni sakın, "senin malım benim, benim malım benimdir" mantığı olmasın?

    Altta Türkiye'nin mütekabiliyet (karşılıklılık) anlaşması olan ülkeler:
    http://emlakkulisi.com/mutekabiliyet-anlasmasi-olan-ulkeler-listesi/217371
    2013'e kadar 54 ülke imiş. Merak edenlere İsrail de var.

    İsrail'i de araştırdırdım. Karşılıklılık anlaşması mucibi taşınmaz eğer devlete ait bir toprak satın alınması isteniyorsa, bu kişinin İsrail'de yaptığı yatırım amacıyla izin alınarak yapılabilir. Şirket sahipleri elbette ikamet nedeniyle ev, daire, ofis de satın alabilir. Bildiğim, Türk şirketlerinin satın aldığı birçok taşınmazı var. Yatırım yaptıkları iş nedeniyle şirketler, satın alınan topraklar üstünde hisseleri oranında taşınmazın sahipleridir.
    Kısacası altta yazılanlar İsrail aleyhinde bilgisizce ve kasten yazılan %90 safsata iddiadan sadece biridir.

    YanıtlaSil
  3. Bu da Fransa'dan bir arkadaşın yazısı:

    Arzu Kok'un kendi blogunda yayinladigi bilgilerin cogunun yanlis, yalan oldugunu belirteyim. Verdigi orneklerden Fransa'ya deginirsem, bu ulkedeki yabancilarin mulk edinme surecinden tamamen bihaber ve bu konudaki bilgisinin kisir oldugunu aciklarim.

    Bugun, Fransa'da mevcut mulk edinme yasalari (sadece) AB ulkeleri vatandasina imkan tanimiyor. O kadar ki yasanin degismesini isteyenler var. Cinliler dunyaca unlu
    uzum baglarini ve satolari satin aliyorlar. Saudiler, Katariler, Emirlikler de bu konuda az degil. Daha gecenlerde Saudi krali (mahiyetinde ki 1000 kisi ile birlikte) Akdeniz sahilinde satin aldigi, saray yavrusunun onundeki halka acik (Fransa'da plajlar ozel mulk olamaz, halka aciktir) plaji valiligin emri ile kapattirdi.

    Yazisi (Fransizca)

    http://www.lanouvellerepublique.fr/France-Monde/Actualite/24-Heures/n/Contenus/Articles/2015/07/17/Vallauris-quand-le-prefet-ferme-une-plage-pour-le-roi-d-Arabie-saoudite-2406239


    http://www.ouest-france.fr/alpes-maritimes-le-roi-saoudien-privatise-une-plage-publique-3565391

    Saygilar.

    M. Gormez

    YanıtlaSil