Kadın ve Teknoloji
Bu başlığı atarken doğrusu çok düşündüm. Çünkü yazıktır ki
bizim gibi geri kalmayı marifet sayan ülkelerde böyle bir kavramın adı yoktur.
Kadın ve teknoloji kavramları her medeniyette ve coğrafyada farklı
algılanmaktadır. Ülkemizde ise sürekli kadının kurdu yine kadındır deniliyor ve
ne yazık ki kabul de görüyor… Teknolojinin kadın ile buluştuğu tek nokta da bu
gibi görünüyor.
Teknolojinin pazarlanması için kullanılmaktadır kadın
ülkemizde. Ve bu zihniyetin büyük bir örümcek ağı misali sardığı, kararttığı
ülkemizde teknolojiyi kullanan kadını görmek çok da rastladığımız bir şey
değildir. Nasıl mı?... Neden mi?...
Aslında her gün binlercesini izlemek zorunda kaldığınız
reklamlara bakın bir. Tv programlarındaki kadının ezikliğine bakın, ana haber
bültenlerinde boy gösteren babasuratlara bakın. Yani teknolojinin evimize
girdiği her alana bakın. İşte o zaman göreceksiniz bu soruların cevabını...
Mesela size reklamlardan küçük bir örnek vereyim; Herkesin
kahkaha atarak izlediği bir GSM operatörünün reklamında; çocuk dışarıda,
anne evde ve bilgisayarın başında. Çocuk annesine Mouse’i çekmesini ve
tıklamasını söyler. Anne mouse’i çeker ve koparır. Yani aptal anne, zeki erkek
çocuk durumunu herkesin gözüne sokulur. Her ortam ve şekilde annenin kutsallığından
dem vuran zihniyetin, annelerin aptallığına vurgu yapması ve insanların bundan
keyif alır hale gelmesi birçok açıdan ama özellikle de kadının düşürüldüğü
durumdan, ticari kazanım sağlamalarının dehşet verici boyutunu da görmek
gerekir.
Tüm bu görünümler bize gösteriyor ki; birbirine çok yakışmasına
rağmen kullanım ve üretim noktasında kadın ve teknoloji gerçek anlamda yan yana
gelmesi mümkün olmayan bir ütopyaymış gibi gösterilmektedir ülkemizde. Kadının
teknolojiyle bağlantısının kurulduğu tek nokta ise ürünlerin satışında, tensel
ve fiziksel bir tamamlayıcı olarak kullanılmasıdır.
Kadın teknoloji özürlüdür bu ülkede, erkeklere göre. Onlara
göre:
“Kadın bulaşık makinesinin düğmesine basmasını bilir, ama
bilgisayarın tuşuna basmasını bilmez.
Kadın süpürgeyi iyi kullanır ama cep telefonunu kullanamaz,
onu terlik yerine fırlatır(!)
Kadın kirlenmiş mutfakta çaresizdir, imdadına bir kimyasal
üreticisi erkek yetişir(!).
Kadın kan lekesi olan bir çamaşırı nasıl temizleyeceğini
bilemez, akıl veren bir erkek yeni bir sıvı deterjanı gözüne sokar(!)
Kadın hamiledir, erkek ona bir buzdolabı hediye alır ama
kadın bu buzdolabındaki değişikliği yani derin dondurucusunun altta olduğunu
erkeğinden(!) öğrenir. Kendisi göremez, anlayamaz bu özellikleri.”
Kadın genç ise kadındır, yaşlanınca işe yaramaz, bunaktır.
Erkekler yaşlandıkça tecrübe abidesi olur ve el üstünde tutulur ülkemizde. Ana
haber bültenlerini sunan anchormanları tercih edenlerin düşüncesine göre anchorwoman
olunmaz, sadece güzellik kraliçesi isen bir süreliğine spiker olursun, yeni bir
kraliçe seçildiğinde ise hemen emekliye ayrılırsın. Çünkü güzellik ile
teknoloji, kadınlık ile tecrübe asla yan yana olmayacak olgulardır bu ülkenin
egemen ve egemen olduğu kadar yobaz erkek düşüncesine göre.
Bunun içindir ki, bu ülkede kadın köşe yazarları cinsel
hayatlarını yazarak, o köşelerde iğne oyası görevi görürler. Bunun içindir ki,
bu ülkenin güya en büyük gazetelerinin arka sayfa güzelleri hiç yaşlanmazlar.
Yaşlı kurtların, kuzu iştahları hiç kapanmaz bu ülkede. 14 yaşındaki kızı taciz
edenler, bu ülkede masumlaşır, adli tıp bile onlardan yana raporlar verir.
Sinemada ve sanat alanında da kadın aynı sonun başlangıcını
yaşar hep. Aldatan kadın kahpedir bu ülkede, aldatan erkek ise çapkın. Töre
cinayetlerinin sebebi kadın, sonucu ise yine kadındır. Kadını zorla kaçıran,
tecavüz eden erkeği bu ülkenin hukuk sistemi ödüllendirir ve bu ödülün adına
ceza der: Evlendirir. 'Tecavüz ettiğin kadınla evlen ve cezanı çek' der bu ülkenin
hukuku ve hukuk adamları.
İletişim imkanlarıyla her şeyi normalleştiren tv, internet
ve görsel diğer tüm araçlar, özellikle kadınlar üzerinde kurulmak istenen ve
kadının konumunu insan boyutuna çıkarmayı hedeflemekten uzak, sistematik
ayırımcılıkla amacına hızlı ve kesintisiz ulaşabilir haldedir ülkemizde.
Teknoloji ile kadın ilişkisine bu noktadan baktığımızda, teknolojinin kadına yönelik
şiddet, cinsiyet ayırımcılığı noktasında erkek bakışını ve despotizmini daha da
etkin hale getirdiğini ve normalleştirdiğini görmek mümkündür.
Aslında erkeklerin ve teknolojik ürün üreticileri ve
pazarlayıcılarının en büyük korkusu, kadının bir gün teknolojiyi üreten, ona
hakim olan ve tüketim noktasında esaslı bir güç oluşturmasıdır. Bunun içindir
ki, bilinçli ve programlı bir şekilde kadın sadece teknolojinin satışını
hızlandıran bir meta olarak kullanılıyor, sonra da son kullanma tarihi geçmiş
bir ürün veya model olarak kenara atılıyor. Ve bu durum yazıktır ki
kadınlarımız tarafından da benimseniyor, kabul görüyor.
Bilgisayar tuşundan, araba direksiyonundan, anchorwomanlıktan,
bilim ve bilişim üretiminden hızla uzaklaştırılan kadın, sabah programlarında
şakşakçı, akşam programlarında izleyici, magazin programlarında bacak şovcu,
frikikçi, sinema ve sanat dünyasında çengel iğne formatında sunulmaya devam
ediliyor.
Tüm bunlar ise içimizi çok acıtsa da yine kadın eliyle ve
kadın bedeniyle yapılıyor ve normalleştiriliyor. Yukarıda da dediğim gibi bu
ülkede kadının kurdu yine kadın olarak sunuluyor ve bu da kabul görüyor... Bu
kabul görüş ise kadınların yaşadıkları her şeyin önünü açıyor yazık ki…Teknoloji
de kadınla bu noktada buluşuyor. İlginç değil mi?...
Arzu KÖK
Benjamin Lee'den kredi almış olan kişilerden gelen yorumları gördüm ve onların tavsiyeleri doğrultusunda başvurmaya karar verdim ve sadece 5 gün sonra, talep ettiğim toplam 850.000 $ tutarında banka hesabımda kredimi onayladım. harika bir haber ve gerçek kredi borç verene ihtiyacı olan herkese e-posta yoluyla başvurmasını tavsiye ediyorum: 247officedept@gmail.com veya WhatsApp: + 1-989-394-3740. Şimdi istediğim krediyi aldığım için mutluyum.
YanıtlaSil