Bu Vatan Bizim
“Adamın biri müslüman mezarlığına ölü bir köpek gömer. Görenler onu, zamanın Kadısına şikâyet ederler. Kadı adamı çağırır ve işin aslını sorar.
Adam:-‘Doğrudur, öyle yaptım, çünkü köpeğin bana vasiyeti böyleydi, onun vasiyetini
yerine getirdim.’ der.
Kadı:
-‘Sen bizim aklımızla alay mı ediyorsun efendi?’ diye çıkışır.
Adam:
-‘Hayır efendim, aynı zamanda Kadıya da 10.000 dirhem vermemi
vasiyet etti.’ der.
Bunu duyan Kadı hemen:
-‘Rahmetli köpeğin ölümü bizi ziyâdesiyle üzdü.’ der.
İnsanlar, kadının değişen bu tavrına hayret ederler.
Kadı onlara der ki:
-‘Bu durum sizi hayrete düşürmesin, bu köpeğin geçmişini araştırdım,
Ashab-ı Kehf köpeği Kıtmir’in soyundan geldiğini keşfettim.’
Adalete güvenin neredeyse tükendiği günümüzde, üstelik bu
dünyanın en önemli hikâyelerinden biri olan Türkiye Cumhuriyeti’nde diyorlar ki
“Yeniden Kuruluş Anayasası” yapacağız. Açıkçası ben “Yeniden Kuruluş”
sözünü anlamadım. Zira kurmak için yıkmak gerekir. Ülkemizde neredeyse 20
yıldır iktidarda olanlar ülkeyi yıktıklarını itiraf ediyorlar ve bunun yerine
yenisini kuruyoruz mu diyorlar? Ne demek bu? Cidden anlayamıyorum.
Şu sıralar yürürlükte olan anayasamız 1982 yılında yapıldı
ama bu anayasanın neredeyse ilk dört maddesi hariç oynanmayan yeri kalmadı.
Oysa Anayasa Maddeleri, yoruma yer vermeyecek biçimde kesinlik taşımalı derler.
Ama ülkemizde öyle olmadı yazık ki. Önce “Bir kere delinmekle bir şey olmaz”
dediler, ardından birileri “Ben Anayasa tanımam” dedi. Oynadıkça
oynadılar…
Şimdi de diyorlar ki
yeni bir anayasa lazım. Evet, yeni bir anayasa lazım ama adalete güvenin
kalmadığı bir yerde bu nasıl olacak? Her olay hakkında, laik bir ülkede diyanet
fetva vermeye başlamışsa nasıl olacak? Tüm Türk ulusunun, hukukçuların, sivil
toplum örgütlerinin katılımıyla yapılabilinecek mi bu anayasa? Demokrasi,
adalet, laiklik kavramları sonuna kadar korunabilecek mi? Anayasanın ilk dört
maddesi aynen korunacak mı?
Tüm bu soruların yanıtı verilmeli önce. Zira birlik ve
bütünlük sağlanmadan yapılacak bir anayasa, demokrasiden uzak, laiklik ilkesini
barındırmayan, hak ve özgürlüklerin daha da çok kısıtlanacağı bir anayasa
olacaktır.
Yıllar önce ABD Başkanı Richard Nixon “Müslüman ülkelerde
demokrasi ve laiklik olmasına izin vermeyeceğiz. Eğitim sisteminin ve ülke
idaresinin din temelleri üzerine kurulması gerekiyor. Başındakini ele geçirince
ülkeyi biz yönetiriz. Bu doğrultuda tedbirler almak zorundayız” diyordu bir
zamanlar. Laik tek bir ülke kalmıştı, onu da şimdi yeni anayasa bahanesiyle yok
etmeyi mi planlıyorlar acaba? Amaçlarına ulaşmalarına ramak mı kaldı ne?
Yine yıllar önce Namık Kemal:
“İnsan vatanını sever çünkü vücudunun maddesi, vatanın
bir parçasıdır.
İnsan vatanını sever çünkü hürriyeti, rahatı, hakkı,
menfaati vatan sayesinde kaimdir.
İnsan vatanını sever çünkü vücuduna sebep olan ecdadının
sakin mezarları ve hayatın sonucu olarak evladının yaşayacağı yer vatandır.
İnsan vatanını sever çünkü vatan, öyle bir galibin bir
kılıcı veya bir kâtibin kalemiyle çizilen uydurma hatlardan ibaret değil,
millet, hürriyet, menfaat, kardeşlik, hakimiyet, ecdada hürmet; aileye
muhabbet, gençlik hatırası gibi birçok ulvi hislerin toplanılmasından hasıl
olmuş bir mukaddes fikirdir…
Bu oturduğumuz yerin her taşı için cevher-i can verdik.
Her avuç toprağımız, nazarımızda, o yola feda olmuş bir kahramanın vücudundan
yadigardır.
Biz vatanı daima nefsimizden ziyade sever, nefsimizi
uğruna feda ederiz.” demiştir.
Ne güzel demiş değil mi? Bizler bu vatanı çok seviyoruz ve
vatanımızın üzerinde kirli emelleri olanların amaçlarına ulaşmalarını
istemiyoruz. Bu nedenledir ki bu ülkenin artık kendi iradesini ortaya koyması,
oyunu onların kurallarına göre değil, kendi kurallarına göre oynaması
gerekmektedir.
Başta da söylediğim gibi dünyanın en güzel hikâyesidir
ülkemiz, hâlâ tüm dünya tarafından gıptayla bakılan, bu yüzden de bitirilmek
istenen bir hikâye. Nixon çizgiyi koymuş yıllar öncesinden ve bugün ülkemizde
yeni anayasa ile laiklik ilkesinden, demokrasiden vazgeçileceği söyleniyor.
Yazık ki biz hâlâ onların kurallarına göre hareket ediyoruz. Bu yüzden de çok
endişeliyim.
Namık Kemal’in dediği gibi ben vatanımı seviyorum ve bu
ülkenin tek karış toprağına zarar gelsin istemiyorum. Ne olur iyi düşünün. Bu
vatan bizim…
Arzu KÖK