Mayıs
Mayıs adı, Roma bereket Tanrıçası Bona Dea ile birlikte tanımlanan, Yunan Tanrıçası “Maia’nın ayı” anlamında Latince maius mensis’ten gelmektedir. Bir Mayıs ayına daha geldik ve Mayıs demek 1 Mayıs İşçi Bayramıdır. 5 Mayıs Hıdrellezdir. 6 Mayıs Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam yıldönümüdür. 8 Mayıs Anneler günüdür. 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramıdır. 27 Mayıs 1960 Askeri darbesidir. 29 Mayıs İstanbul’un fethidir.
Hıdrellez,
bütün Türk dünyasında bilinen mevsimlik bayramlarımızdan biridir. Ruz-ı Hızır
(Hızır günü) olarak adlandırılan hıdrellez günü, Hızır ve İlyas Peygamber’in
yeryüzünde buluştukları gün olması nedeniyle kutlanmaktadır. Toplumda o gün
dilenen dileklerin kabul olunduğu bilinir ve özel ritüellerle kutlanır,
dilekler dilenir. Ancak bir hıdrellez sabahında da üç fidan idam edildi.
Üç fidanın
davalarındaki doğruluk, davranışlarındaki samimiyet, inançlarındaki güç, yok
edilemeyen bir irade olarak bugün de yaşamaya devam ediyor. Türkiye'de devrimci
sol hareketin en önemli isimleri arasında yer alan Deniz
Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ın idam edilmelerinin üzerinden yıllar
geçti. Buna rağmen geride bıraktıkları mücadeleleri elden ele büyüyor.
Deniz Gezmiş,
idama giderken şu cümleleri kurar: “O sahneyi çok iyi somutladım; bir
mitinge gider gibi gideceğim idama, asılma günü gelip çatınca o sevdiğim
giysilerimi giyeceğim, postallarımı, parkamı… Beyaz ölüm gömleği giydirmek
isteyecekler, giymeyeceğim, tıraş falan da olmayacağım. Önce gidip orada
oturacak, bir sigara yakacağım, sonra demli, güzel bir çay isteyeceğim. Haa
bak, Rodrigo’nun o ünlü Gitar Konçertosu’nu da dinlemek isterim orada. Sanırım
urganı kendim geçireceğim boynuma ve dönüp orada asılmamı seyredenlere, ‘burada
ölen yalnızca bedenim’ diyeceğim. Ama düşüncemi öldüremeyeceksiniz, düşüncem
yaşayacak”
Tarih 26 Nisan
1937… Franco yönetimindeki faşistler, Cumhuriyetçilerin stratejik kenti
Guernica'ya saldırır. Alman Luftwaffe (Hava Savaş Birimi) kuvvetlerine bağlı
Kondor Lejyonu ve faşist İtalyan yönetimine ait Lejyoner Hava Kuvvetleri'ne ait
uçakların gerçekleştirdiği saldırının askeri adı Rügen Operasyonu’dur. Şehir
yerle bir edilir. Bin yedi yüz kişi hayatını kaybeder.
Ve… 1937’de
Pablo Picasso, Guernica saldırısını tabloya döker. Nazi Almanyası’na ait 28 bombardıman
uçağının Guernica şehrini bombalamasını anlatan, 7.76m eninde ve 3.49m
yüksekliğinde anıtsal tabloyla ilgili Picasso şöyle der: “…Üzerinde
çalıştığım ve Guernice ismini vereceğim resimde ve son zamanlardaki tüm
eserlerimde, İspanya’yı acı ve ölüm okyanusuna batıran askeri sınıfa duyduğum
nefreti açıkça göstermekteyim…”
Joaquin Rodrigo
Vidre… İspanyol besteci… Gözlerini üç yaşında kaybeder. 1933 yılında İstanbul
doğumlu piyanist Victoria Kamhi’yle evlenir. Guernica bombardımanının ardından
1938’de Concierto de Aranjuez’i(Gitar Konçertosu) besteler. En büyük yardımcısı
eşi Kamhi’dir. Ve… Ortaya Rodrigo’nun Gitar Konçertosu ortaya çıkar. Hüzün,
isyan ve devrim… Deniz Gezmiş işte bu isyanı haykırmak adına dinlemek istiyordu
sanırım bu konçertoyu…
19 Mayıs,
emperyalizme köleliğe karşı, bağımsızlık savaşının adıdır. Mustafa Kemal Türk
gençliği için “Benim anladığım gençlik, Türk inkılâbının fikirlerini ve
ideolojilerini benimseyip, gelecek nesillere aktarabilecek kimselerdir. Benim
nazarımda yirmi yaşındaki bir yobaz ihtiyardır, yetmiş yaşındaki bir idealist
de ter-ü taze bir gençtir. İşte benim anladığım Türk genci.” demiştir.
Gençlik,
kararlı bir şekilde Atatürk’e, devrim ve ilkelerine, bağımsız Türkiye
Cumhuriyeti’ne, onun değerlerine ve kazanımlarına, Cumhuriyet'in temel
değerlerine, laik, demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ne sahip çıkarak, çağdaş
Türkiye’nin meşalesini taşımaya devam edecektir. Her ne kadar Deniz Gezmiş,
Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan adındaki üç genç bu yolda katledilmiş olsa da
yolundan dönmeyeceklerdir.
Sait Faik’in
ünlü balıkçı kahramanı Sinağrit Baba, kendilerini oltadan kurtarması için
bekleyen balıklara yüz vermez. Sinağrit Baba onları kurtarmanın kolay olduğunu
biliyordu ama bildiği bir şey daha vardı; o da ister su, ister kara, ister
hava, ister boşluk, ister hayvan, ister nebat aleminde olsun bir kişinin
aklıyla hiçbir şeyin halledilemeyeceğini bilmesiydi. Ancak bütün balıklar
oltaya tutulan hemcinslerini kurtarmanın çaresinin koşup yakamoz yapan ipi
koparmak olduğunu akıl ettikleri zaman bu hareketin bir neticesi ve faydası
olabilirdi. Aksi olası değildi. Belki de Mayıs ayında yaşanılanlar bize birlik
olmayı anımsatıyor ve bu birliğin ne zaman gerçekleşeceğini soruyor bizlere her
defasında. Ne dersiniz?
Masalsı
masumiyetini yitirmiş bir çağda gökten elma da düşmeyecektir tabii, düşse düşse
yanar döner disco topları düşüyor eğlenceli, popüler zeminimize ve etrafa
saçılan her küçük aynada dağılmış bir toplumsal gerçekliğin sadece bir
parçasını görüyoruz. Hazır Hıdrellez de gelmişken dileriz ki gerçeklik tüm
toplum bireyleri tarafından fark edilir, birlik ve beraberlik yeniden
kazanılabilir…
Arzu KÖK
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder