Anadolu ve Cumhuriyet
Türkiye’m! Anadolu’m, güzel vatanım! Sen ne bereketli bir
topraksın ki yüzyıllardır ne sofralar sundun Anadolu insanına, neler neler.
Bizler çoğaldıkça bereketin arttı, bitirmek isteyenlere inat. “Bir fincan
kahvenin kırk yıl hatırı” varsa benim güzel vatanımın, bizlere sunduklarının
“sonsuza kadar” hatırı yok mudur? Bu nedenledir ki bu vatana “bıçak sokanlar”
ya nankördür ya da gafildir. Bilmeyenler ne bilsin, bilenlere selâm olsun!…

Ey Cumhuriyetim! ”Günlerden bir gün… Uzak değil, dün gibi
yakın. İstiklâl Savaşı’nın zor günlerindeyiz.” Düşmanlar sarmış dört yanımızı.
Kıskıvrak yakalamışlar bizi. Sonra: Biri Dicle, biri Fırat, biri Sakarya…
Anadolu’nun bağrında ayağa kalkan üç kardeş ırmak şaha kalkmış. Akmış üzerine
üzerine düşmanın, bozmuş dengeyi. Önderi olmuş Atatürk bu büyük akışın. İşte bu akışın
meyvesidir Cumhuriyet. Bilmeyenler ne bilsin ama bilenlere bin selam olsun!…

Mustafa Kemal, Anadolu’muzu kahreden iki yıkıcı gücü nasıl
ezdiğini haykırıp Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gönderine Cumhuriyet
bayrağını dikmişti. Bu İki yıkıcı güç: emperyalizm ve saltanattan başkası
değildi. Neydi emperyalizm? “Serbest rekabetçi mantığını almış, iç
çatışmalarını, dünya ölçüsünde kangrenleştirmiş olan, tekelci kapitalizmdi.”
Saltanat neydi? “Kadim tefeci – bezirgan sermayenin her türlü gelişimini sonuna
kadar destekleyen derebeylik biçimiydi.” Bu iki güç ortak olmuştu benim
yurdumda. Ne yazık ki emperyalizmin yeryüzündeki egemenliğini sağlayan yerli
avadanlık, geri ve sömürge ülkelerde emperyalizmin teslim aldığı irili ufaklı
saltanatlardı. İşte bu birlikteliği bozdu Atatürk ve kurdu Cumhuriyet’i.
Bu nedenledir ki Türkiye’de “Cumhuriyet” demek: “Türk
Ulus’unun bağrına oturmuş olan emperyalizmle Saltanat’a karşı kurulan bir
savunma kalesi demektir.” Bu durum perçinlensin diyedir ki Türkiye’nin devrimci
Anayasasında, "her madde üçte iki çoğunlukla değiştirilebilirdi.” Ama hiç
bir çoğunlukla, hiçbir zaman ve hiçbir kimsenin değiştiremeyeceği tek madde
“Türkiye Devletinin bir Cumhuriyet olduğu” maddesidir. Şimdilerde ise
emperyalistlerin baskılarıyla kaldırılmaya çalışılıyor bu maddeler.
Türkiye’m! Güzel Anadolu’m, vatanım! Bir gün bir Ferhat,
sendeki bir güzele sevdalandı. Bu sevda uğruna dağları deldi… Ey güzel yurdum!
Biz sendeki bir değil, bin bir güzelliğe sevdalıyız… Senin için dağları değil,
çağları bile deleriz. Uğrunda bir değil bin kere ölürüz. Atatürk gibi canımızı
koyarız ortaya. Binlerce kahramanımız gibi dize getiririz tüm düşmanları. Ey
Cumhuriyetim! ”Günlerden bir gün… İstiklâl Savaşı’nın zor günlerindeyiz.”
Düşman sarmış dört bir yanı. Bağlamışlar elimizi kolumuzu. Sonra: Biri Yunus,
biri Hacı Bektaş-ı Veli… Anadolu’nun aynı yöne bakan iki anlamlı gözü… İki
gözün hedefe bakışı bozmuş dengeyi. İşte o bakışın önderidir Atatürk. Hedefiyse
Cumhuriyet… Bu bakışı bilmeyenler ne bilsin, bilenlere selâm olsun.
Görünen o ki önümüzdeki yollar belli: Ya Atatürk’ün bizlere
gösterdiği ışıklı yolların sonundaki aydınlık geleceğe gideceğiz ya da
karanlıkların içindeki geri kalmışlıkla sürüklenecek ve yitip gideceğiz… Seçim
sizin, bizim, hepimizin!... Karar verin; geç kalmadan…
Bu güzel vatanımızın değerini bilip sonuna kadar
Cumhuriyet’i korumaya kararlı milyonlara selâm olsun…
Arzu KÖK
Teşekkür ederiz.. Muhteşem bir anma yazısı, kaleminize, yüreğinize sağlık..
YanıtlaSilDeğerli Kardeşim,
YanıtlaSil"Bu dünya ne ki,Anadolu ne ki, önemli olan öteki dünya" böyle söylüyor kimileri!..Bana göre Anadolu'yu,Mustafa Kemal'i ve de cumhuriyeti anlamayanların bir an önce o özledikleri yere gitsinler,amin!..
YOLUMUZ ATATÜRKÜN YOLUDUR.BAŞKA BİR YOL YOKTUR BİZİM İÇİN.ÜLKE İÇİNDE BİRLİĞİMİZİ SAĞLAYARAK BUNU YAPABİLİRİZ ANCAK.2000YILINDA BÖLÜNECEK ÜLKELER BELLİ OLMUŞTU.HARİTALAR ÇİZİLMİŞTİ BİZİ DE BUNA ALIŞTIRMAK İÇİN.BUGÜNLERDE ERMENİ KONUSU ABD CE TEKRAR ELE ALINIYOR.BAYRAMINIZI KUTLUYOR,ÜLKEYİ GÜÇLENDİRME AMACIYLA ÇALIŞMAYA DEVAM DİYORUM.
YanıtlaSilArzu Hanım çok anlamlı bir değerlendirme. Çok Teşekkür ederiz. "Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir" iradesine sahip çıkanların ve Demokratik, Laik Hukuk Devleti idealine inananların güç birliği yapmaları gerekmektedir.
YanıtlaSil