Geleceğini Vuran Ülke
Geleceğini Vuran Ülke isimli yeni kitabım İzan Yayıncılık aracılığıyla basıldı. İnternet üzerinden satışa sunuldu. Bu kitapta 1921-2021 arazında öldürülen öğretmenlerimiz toplu halde bir kaynakta bulunsun istedim. Sizlerle kitabımın önsözünde yazdıklarımı paylaşmak istedim. Tarihe bir not düşmek istedim bu eserle ve dilerim ulaşır amacına.
“Eğitim, insanın doğumu ile başlayan ve ölümüne kadar devam
eden bir süreçtir. Bu süreçte insanlara çeşitli bilgi, beceri, tutum ve
değerler kazandırılır. Günümüzde eğitim kalkınmanın en önemli gücü olarak kabul
edilmiş, ekonomik ve toplumsal gelişmenin ancak eğitim yoluyla olabileceği daha
iyi anlaşılır bir duruma gelmiştir. Günümüzde eğitimi bir sosyal sistem olarak
gören bilim adamları, bu sistemin üç temel öğesinin öğrenci, öğretmen ve eğitim
programları olduğunu kabul etmektedir.
Öğretmenlik mesleği, insanlık tarihi kadar eskidir. Toplu
olarak yaşamanın söz konusu olduğu yerde, bireyler arasında sürekli bir
etkileşim ve bilgi alışverişi vardır. Eğer bilgiler daha deneyimli, nesilden
nesile doğru bir plan ve program içinde aktarılıyorsa yapılan faaliyet
öğretmeyi kapsar. Öğretme ise öğrenme ile mümkündür.
Öğretmenlik bir mesleğin adıdır ve insanın var oluşu ile
birlikte bu meslek vardır. Öğretmenlik, bir milletin, bir devletin geleceğini
hazırlama sorumluluğunu taşıyan bir meslektir. Öğretmenlik mesleği yetişmekte
olan nesli, ailesi, çevresi, milleti, devleti ve vatanı için daima yararlı,
yapıcı, yaratıcı iyi bir insan ve iyi bir vatandaş olarak yetiştirme sanatıdır.
Öğretmenlerin yetiştirdiği bu insanlar, ailesini ve milletini mutlu kılar,
yurdunu kalkındırır ve devletini güçlendirir. Bu bakımdan milletimizin geleceği
öğretmenlerin mesleğinde göstereceği başarıya bağlıdır.
Yurdumuzda, öteden beri öğretmenlerin toplumu ileri
götürecek olan etmenlerden biri olduğu, büyük bir görev karşısında bulundukları
ileri sürülmektedir. Toplumun sosyal kültürel, ekonomik ve teknolojik
gelişmesini sağlayacak öğretmenlerdir. Çünkü yurdumuzun kalkınması ve
milletimizin refah ve mutluluğu öğretmenlere ve öğretmenlerin yetiştireceği
nitelikli insan gücüne bağlıdır. Yani öğretmenlik mesleği, bir milletin
kaderini tayin eden bir meslektir.
24 Haziran 1973 tarihli ve 1739 sayılı Milli Eğitim Temel
Kanunu’na göre de öğretmenlik, “devletin eğitim, öğretim ve bununla ilgili
yönetim görevlerini üzerine alan özel bir ihtisas mesleğidir.”
Eğitim ve öğretim hizmetlerinde asıl olan öğretmenliktir.
Öğretmenlik, devletin bir kamu görevi olan eğitim ve öğretimi üstlenen
meslektir. Öğretmenliğin eğitim ve öğretim hizmetleri arasında, önceliği ve
üstünlüğü vardır. Başka bir deyişle, öğretmenlikten farklı olan eğitim ve
öğretimde yöneticilik yapmak için de önce öğretmen olmak gerekir, yöneticilik
geçicidir, öğretmenlik ise asıldır. Çünkü eğitim sisteminin başarısı, temelde
sistemi işletip, uygulayacak öğretmenlerin ve diğer eğitim personelinin
niteliklerine bağlıdır. Hiçbir eğitim modeli, o modeli işletecek personelin
niteliğinin üzerinde hizmet üretemez. Bundan dolayı, bir okul, ancak içindeki
öğretmenler kadar iyidir denilebilir.
Öğrencisini oyuna katabilmek adına sırtına alan
öğretmenlerin maaşları açısından Türkiye, Ekonomik Kalkınma ve İş birliği
Örgütü (OECD) verilerine göre, 33 ülke arasında 27. sırada yer alıyor.
Hesaplamalara göre, Türkiye’de en üst düzeyde görev yapan bir öğretmen, halen
net 5 bin 634 lira maaş alıyor. Yoksulluk sınırı dayanmış 7 bin liraya. Gel de
geçin bakalım bu parayla, tüm ihtiyaçlarını karşıla. Temel tüketim maddelerinin dışında kültürel etkinliğe
katılarak kendisini sürekli yenilemeye parası yetmiyor eğitim emekçilerinin.
Bir de şöyle bir durum var ki 2002'de MEB bütçesinden eğitim
yatırımlarına ayrılan pay %17,18 idi. Bu oran 2019'da %4,88’e, 2020'de ise
yüzde %4,65'e düşmüş durumda. Bu bütçeleri sizler hazırladığınıza göre bir
sorun varsa da bu sorunun temeli kim?
Hani derler ya bir kurbağayı soğuk suya koyup ateşte
kaynatırsanız kaçmaz, hissetmeden yavaş yavaş ölür. Yazık ki ülkemizde
öğretmenler de kurbağa gibi ateşin üzerindeki suya konmuş durumdalar. Yavaş yavaş ölmeleri bekleniyor. Ama tüm
bunlar hiç göze görünmeden, öğretmenlerin yaptıkları görevin kutsallığından söz
edilecek yeniden… Öğretmenin o kutsal görevi yaparken yaşadıklarından
bahsedilmeyecek çoğu yerde.
Bu nedenledir ki bunca öğretmen öldürülmüştür yıllardır. Öğretmeni
rejimin baş düşmanı olarak gördükçe de bütün bunlar da ‘umuru adiyeden’ oluyor
ne yazık ki. 1920-2021 yılları arasında katledilen öğretmenlerin listesini bir
ibret simgesi olması nedeniyle verdik. Öğretmenin kim olduğu ve ne için
öldürüldüğüne bakmadan hem de. Çünkü öğretmen öldürmek, sebebi ne olursa olsun
haklı gösterilebilecek bir şey değildir.”
Arzu KÖK
https://www.nadirkitap.com/gelecegini-vuran-ulke-arzu-kok-kitap23871010.html
YanıtlaSil