Zeytin Ağaçlarına Kıymayın!...
Arzu KÖK
“Manisa'nın Soma İlçesi Yırca Mahallesi'nde, yapılacak olan
termik santralin kurulacağı alandaki zeytin ağaçları, bu sabaha karşı
dozerlerle söküldü. Engel olmaya çalışanlar ise tartaklandı. “ Termik santral
için yüzyıllık zeytin ağaçları sökülüyor, insanlar dövülüyor. Doğaya ve
insanlığa ihanet değil de nedir bu?
Zeytin ağacı = Ölmez Ağacı = Sonsuzluğun Simgesi olarak
adlandırılır bu ağaç. 3 büyük dinde geçen Zeytin Ağacı için söylenen
ilk Latince cümle: “olea prima arborum umnium est” yani “Zeytin
bütün ağaçların ilkidir” Ve o, yeryüzündeki ağaçların en uzun yaşayanıdır.
İnsanlığın yaralarını iyi edecek merhemdir o. Lezzetli, bol enerjili besin
maddesidir. Ve Karanlıkları aydınlatacak bir alevdir.
Herkül’ün silahı “Zeytin Dalı”ndan yapılmıştı. Zeytin
Ağacını kesmek günahların en büyük olanıydı. Mısırlıların zeytin ağacının
yapraklarını ezerek elde ettikleri, krallarını mumyalamakta kullandıkları
kıymetli yağ... Sezar’ın Tacı da Zeytin dalındandı. Yapılan müsabakalarda kazanan
sporculara Zeus’un kutsal korusundan alınan Zeytin Dallarından yapılan taç takılırdı.
Ayrıca Kazanan Atletlere 140 Amfora Zeytinyağı verilirdi. Zeytinyağı, maddi
zenginlik ve sağlık kaynağıydı.
Yaşamın sürekliliğini gösteren ağaç... Barış, sevgi, dostluk,
sağlık, zafer, ölümsüzlük, bilgelik, akıl, başarı ve adalet simgesi... İşte bu
yüce ağaç, gövdesi kurusa bile köklerinden yeniden filizlenir. Ve yaz - kış
daima yeşildir zeytin ağacı...
Hâkimler Kitabı'nda geçen bir öykü, ağaçların kendilerine kral
seçmek için ilk olarak zeytin ağacına başvurduklarından bahseder: "Vaktiyle
ağaçlar, kendilerine kral meshetmek için gittiler ve zeytin ağacına dediler:
Bize kral ol. Ve zeytin ağacı onlara dedi: Allah'ın ve insanın bende sena
ettikleri (övdükleri) yağımı bırakayım ve ağaçlar üzerinde sallanmaya mı
gideyim?" Zeytin ağacından "hayır" yanıtını alırlar. Çünkü o
insanlığa hizmeti görev kabul etmiştir. Başka şeyde gözü yoktur. Şimdi ise bu
kutsal ağacı kesmek için, üstelik doğaya aşırı derecede zarar verecek, doğanın
ve o bölgedeki belki de insanların yok olmasına neden olacak bir Termik Santral
için kıyılıyor bu ağaçlara. Değer mi?
Tapusu köylülerin elinde olmasına rağmen zeytin ağaçlarının
olduğu araziler köylü geçişine engellenmiş. Zeytin ağaçlarına ve arazisine
sahip çıkmak isteyen köylü ise darp edilmektedir. Üstelik devlet buna seyirci
kalmaktadır. Arazisine sahip çıkmak isteyen köylü darp ediliyor bir de kelepçeleniyor,
hukuk ayaklar altında çiğneniyor ve devlet sessiz. Şirket nasıl ve hangi gücü
arkasına almış ki böyle pervasızca hareket edebiliyor? Ahmet Arif’in şiirinde
dediği gibi Yırca’da taşları bağlamışlar, köpekler başıboş geziyor.
Soma’da tam bir hukuksuzluk hali, yargısal körlük yaşanıyor.
Acele kamulaştırma, bütün her şeyin mutlak kararı gibi gösteriliyor. İlçe Tarım
Müdürlüğü, kendilerinin zeytin kesme izni vermediğini söylüyor. Soma ve Manisa
belediyeleri, bölgenin planlarında tarım alanı olarak geçtiğini belirtiyor.
Yani orada ancak zeytincilik yapabilir deniyor. Ancak vali, kaymakam, savcının
tutumu nedeniyle jandarmanın da elini kolunu bağlayan bir idari zafiyet var.
Devlet köylüye sahip çıkmıyor. Oysa Atatürk “Köylü milletin efendisidir”
demişti. Ve bugün gelirken “Milletin hizmetkârı olacağız” sloganı gelenler
milletin efendisi köylüye her türlü eziyeti ve zulmü reva görüyor.
O bölge 1. sınıf tarım arazisi olarak geçiyor. Soma’nın
oksijen kaynağı aynı zamanda o zeytin ağaçları. Şimdi onları keserek o bölgeyi
nefessiz bırakmak, hatta daha da beteri yok etmek istiyorlar. Bu şirket ve diğerleri yaşamı tehdit
ediyorlar ve devlet bunlara kol kanat geriyor. Bu güzelim ülkenin doğası ve
insanları yok olsa kimsenin umurunda olmayacak gibi. Umarım ki bu gidişe bir son verilir. Termik
santralı yerine neden rüzgar santraları yapılmıyor? Neden doğaya, insanlara
zarar vermeyecek yöntemler devreye sokulmuyor? Bu güzelim ülkeden ve
insanlarından bu kadar mı nefret ediliyor?
İlerleme zannediliyor bu yapılanlar. Oysa asıl ilerleme
doğaya tek bir zarar vermemektir. Evet elektrik üretilmelidir ama tek bir ağaç
kesilmeden, tek bir nehir yok edilmeden. Ki doğa bize bunu yapmamız için türlü
imkanlar vermiş. Rüzgar enerjisinden faydalanabiliriz. Güneş enerjisinden
faydalanabiliriz. Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili, dalgalardan
faydalanabiliriz. Ama ne yapılıyor ülkemizde ha bre termik santral açılıyor,
yapılıyor. Üstelik termik santrallerin doğaya, bulunduğu bölgedeki insanlığa
zararları bilinmesine rağmen.
Unutulmasın ki kesilenler zeytin ağacıdır ve mitoloji zeytin
ağacına zarar verenlerin kaderini çok iyi anlatmıştır. Rant uğruna insanlığa ve
doğaya zarar verenler kendilerine ve çocuklarına da büyük zararlar
verdiklerinin farkındalar mı acaba? Zeytin ağaçlarını kesmeyin efendiler.
Doğaya kıymayın. Köylülere kıymayın efendiler…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder